27 Temmuz 2010 Salı

İSİMSİZ

En sevdiğim Özdemir Asaf şiirlerinden biri.

İSİMSİZ

Biri sana sorarsa;
Sana, beni sorarsa;
Gitti, der misin?
Gittiğimi söyler misin?
Gidiyorum ben sana
Benimle gider misin?

Özdemir Asaf

TİRİLYE ( ZEYTİNBAĞI )







Tirilye, hafta sonu tatilinizi geçirmek ve ya birkaç gün şehirden kaçıp kafa dinlemek için çok uygun bir yer. Yeni ismi ile Zeytinbağı olarak geçiyor. İstanbul-Mudanya feribot seferleri ile Mudanya'ya ulaşabilir, Mudanya'dan da 45 dakika da bir Tirilye'ye kalkan dolmuşları kullanabilir ve ya taksi ile ulaşabilirsiniz. Mudanya^'ya 11 km uzaklıkta.
Tirilye en çok zeytin ve zeytinyağları ile tanınıyor. 1924 yılında ki mübadeleden önce genelde Rumların yaşadığı bir yerleşim yeriymiş. Eski evlerden ve kalan kiliselerden Rum izlerini görmek mümkün. Rumlardan kalan 3 manastır, 4 tanede kilise var. Birçoğu bakımsız ve harap durumda aralarında ev olarak kullanılanda var. Aya Stefanos Kilisesi (9.yy.) Osmanlılar zamanında camiye dönüştürülmüş. Şimdiki ismi ise Fatih Cami
Tirilye sokaklarını keşfe çıkarak bir gününüzü keyifli geçirebilirsiniz. Tarihi yapıların çok iç açıcı durumda olmasa da keşfe değer. Yürüyüşün sonunda tepede güzel bir manzaraya hakim Çamlı kahvede yorgunluk kahvelerinizi içebilir, manzaranın tadını çıkartabilirsiniz.
Tirilye de kalabileceğiniz 6-7 tane pansiyon ve 1 tanede otel var. İstanbul'a yakın olması sebebi ile özellikle hafta sonu gitmeden önce rezervasyon yaptırmakta fayda var. Biz gittiğimiz de Çınar Motel de kaldık 7-8 odalı eski bir Rum evinin pansiyona dönüştürülmüş haliydi aslında. Tirilye ye gittiğinizde yemeniz gereken ilk şey balık. Biz akşam yemeğimizi Çınar Motel'in restaurantından yedik, sabah Cavit Bey ile konuşarak karar verdiğimiz gibi bize harika bir levrek ızgara hazırladı. Hayatımda yediğim en güzel ızgara levrekti. Sevgili üstat Vedat Milor'un her defasından başarılı ızgara da balığın dışı çıtır çıtır içi sulu ama eti yumuşak olur kurumaz tavsiyesi aklıma gelerek yedim ve önüme getirilen bu ızgaranın bu tanıma tam anlamıyla uyduğuna karar verdim. Levrek ile birlikte kalamar, zeytinyağlı enginar, midye ve patlıcan tercih ettik. Balık kadar mezelerde son derece lezzetliydi. Bu kadar başarılı bir yemek ve servisten sonra ödediğimiz meblağ ise İstanbul fiyatlarının neredeyse üçte biri idi.
Zeytin ve zeytinyağı ünlü olan bu yerden alışveriş yapmadan dönmek istemezseniz; Köy meydanında her gün köylülerin kurduğu bir pazar var. Zeytin, zeytinyağı, mevsim meyveleri, zeytinyağlı sabunlar alabileceğiniz çok güzel tezgahlar var.
Hafta sonu için kısa bir tatil yapmak, şehirden uzaklaşmak ama çok yorulmadan bunu yapmak, bol yürüyüş yapmak ve şahane balık yemek için Tirilye çok uygun ve güzel.

Çınar Motel
Telefon : 0 224 563 20 33

Melek Pansiyon
Telefon : 0 224 563 26 67

Trilye Pansiyon
İrtibat : Pınar Balcı
Telefon : 0 224 563 22 15
Web : www.trilyepansiyon.com

Tarhan Butik Otel
Telefon : 0-224 563 26 66

23 Temmuz 2010 Cuma

KAZDAĞLARI


Hava İstanbul da o kadar sıcak ki oturduğum yerde buharlaşabileceğimi hissediyorum. Aklımdan geçen tek şey Kaz dağlarında olabilmek. Bir zeytin ağacının dibinde oturup rüzgara kapılıp gidebilmek. Ne güzeldir şimdi Kaz dağları hiç durmayana ama asla insanı rahatsız etmeyen rüzgar, zeytin ağaçlarının kokusu. Gece balkonda ve ya terasta yıldızlara bakarak uyumanın verdiği huzur. Üstelik şimdi en güzel otların ve meyvelerin zamanı. Pazar da kendinizden geçip rengi, kokusu hoşunuza giden her şeyi alıverirsiniz. Bu sıcaklarda en iyi tatil rotalarından biri en kısa zamanda ziyaret edip uzun uzun yazmak istediğim ilk yerlerden hatta.

ASSOS ATHENA FESTİVALİ

Hafta sonu yolu Assos'a düşenler ve ya orada olanlar için çok güzel konserler var. Konser mekanı büyüleyici Assos Athena Tapınağı Amfitiyatro. Yeni Türkü için belki geç kalmış olabilirsiniz ama Şirin Pancaroğlu ve İdil Biret için yer bulma şansınız var. Biletix dışında ki satış noktaları festivalin resmi web sitesi http://www.assosathenafestivali.com da mevcut. Gidebilenler için şimdiden iyi seyirler ve eğlenceler olsun.

23 Temmuz Yeni Türkü
24 Temmuz Şirin Pancaroğlu ve İdil Biret Konseri
Bilet satışları Biletix.com

22 Temmuz 2010 Perşembe

ASSOSDA BİR MASAL ŞATOSU: BERCESTE


19 Mayıs tatilimi geçirmek için kendime Assos ve yakınlarında kalacak bir otel ararken Küçük Oteller Kitabında buldum bu küçük oteli. Mevki olarak Assos dan yaklaşık 30 km sonra olan Bektaş köyünde. Köyde yaklaşık olarak 5-10 tane hane var. Otel konum olarak Türkiye'den Midilli adasına en yakın yerin tepesine inşa edilmiş. Mimari olarak bölgenin özüne sadık kalınarak volkanik taşlardan inşa edilmiş bir masal şatosu gibi. Manzara nefesinizi kesecek kadar muazzam. Manzarayı volkanik kayalar ve zeytinlikler süslüyor. En önemli özelliklerinden biri ev sahipleri. 2 kardeş tarafından işletilen otelde Çetin Bey otelin yönetimini ağabeyi ise otelin mutfağını teslim almış durumda. Yediğiniz her şeyin tadı damağınızda kalıyor. Odalar son derece sade ama rahat edilecek kadar konforlu. Büyük taht yataklar ve şömineler var. Ayrıca 2 odanın küçük balkonları var. Sabah gün doğumunun ve ya akşam gün batımının ve Midillinin tadını çıkarabilirsiniz.

Bektaş köyünde Osmanlı zamanında Fransızlarla yapılan imtiyaz anlaşması sonucu 1863 yılında yapılmış olan Sivrice Deniz Fenerini gezebilirsiniz. Ben gittiğimde Fener kütüphaneye çevrileceği için tadilattaydı. Fener bekçisinin kaldığı mekan kütüphaneye çevrildi. Yaklaşık 500 adet kitap var kütüphanede.

Otele 10 dakikalık yürüyüş mesafesinde ıssız çok güzel bir kumsal var. Köyün içerisinde gün içinde bir şeyler içerek serinlemek isterseniz ufak bir kahve de var.

Eğer kendi aracınız ile gelmediyseniz köyde yemek için alternatif yok maalesef ama otel de yaptığım kahvaltıların ve akşam yemeklerinin tadını unutamadım. İlk akşam yediğim taşta pişirilerek servis edilen orkinosun ve Ege zeytinyağı ile yapılan mezeler beni kendimden geçirmeye yetti. Sabahın geç saatlerinde yapılan kuş sütü eksik kahvaltıdan sonra akşam saatlerine kadar yemek aklınıza gelmiyor zaten. 3 gece boyunca akşam yemeklerinde balık yedik. Levrek buğulama da en az orkinos kadar lezzetli ve iyi pişirilmişti. Yemeklerde bölge şarap üreticilerinden olan Talay beyaz şaraplarından içtik, hem manzaranın etkisi, hem yemeklerin lezizliğinden sanırım şarabı çok beğendik. İçimi çok yumuşak ve hafif bir şaraptı. Ama bir gecemizi de rakı-balık ritüeline ayırdık. Üstelik Midilli'ye karşı içilen buz gibi rakı bugüne kadar içtiklerimin en unutulmazı ve lezzetlisi oldu.

Berceste Otelde geçirdiğim 4 gün masalları aratmadı benim için. Kendimi hep bir masal şatosunda yaşıyormuş gibi hissettim. Umarım hep böyle bakir ve sakin kalabilir. Her sene ziyaret edilerek bir ritüeli yerine getirme isteğim sürüyor.

MAZİDEKİ AŞK - NEV

Güne bu şarkıyı dinleyerek başladım bugün.
http://fizy.com/#s/1k1pa3
Sesi kadife gibi, dinlerken kendinizden geçebilirsiniz...

21 Temmuz 2010 Çarşamba

AYVALIK-CUNDA



Kuzey Ege'nin en güzel duraklarından biri Ayvalık ve Cunda. Sokakları, evleri, yemekleri,zeytinyağı ve denizi aklınızı başınızdan alabilir. Ben ilk defa geçen sene gidebildim acemiliğime denk geldiği için Sarımsaklıda küçük bir otelde kaldım ama tatilimin büyük bir bölümünü Cunda da geçirdim. Denize girmek ve tüm günü denizde geçirmek için Sarımsaklı çok uygun çünkü plajı çok güzel deniz çok temiz. Sarımsaklıdan Ayvalığa sürekli minibüsler kalkıyor gece 02:00'ye kadar ulaşım sorunu yok eğer arabsız gittiyseniz sıkıntı yaşamıyorsunuz. Ayvalık'dan Cunda'ya sürekli dolmuş taksiler var ya da deniz motorlarını da tercih edebilirsiniz.
Sarımsaklı da kalınabilecek birkaç tane yıldızlı otel ve birkaç pansiyon var. Ayvalık da otel ve pansiyon alternatifi çok daha fazla. Özellikle Annettes House, Kelebek Pansiyon,Günebakan Taliani Otel, Taksiyarhis Pansiyon ve Sızma Han Otel alternatifler arasında. Cunda bu sayı dahada fazla. Özellike son 3-4 yıldır Tercih edilen bir destinasyon olması ile birlikte otel, pansiyon sayısı oldukça arttı.
Ayvalığa gidince yapmadan dönülmemesi gerekenler var.
*Sarımsaklı'da mutlaka denize girilmeli.
*Ayvalık kalkışlı yat tekne turları var. 1 gününüzü buna ayırabilirsiniz. Ayvalık koylarını gezerek çok az yerde görebileceğiniz güzellikteki denizin tadını çıkartabilirsiniz. Ayrıca tüplü dalış ile ilgileniyorsanız dalış turları da ilginizi çekebilir. Tekne turları içindede her zevke hitap eden tekneler var kalabalık, eğlenceli ve ya daha sakin ve sessiz bir geziyi tercih edenler içinde özellikle Bambi Tur çok uygun arada bazen klasik müzik çalıyor hepsi bu. Özellikle Akvaryum koyunda mutlaka denize girmekte fayda var.
*Şeytan sofrasını gün batımında mutlaka ziyaret etmelisiniz. Ayvalık ve Sarımsaklıdan kalkan dolmuşlar ile ulaşabilirsiniz.
*Ayvalık sokaklarında mutlaka keşfe çıkmalı 19. YY'den kalma evleri ve eski sokakların ve arnavut kaldırımların tadını çıkarabilirsiniz.
*Ayvalık Çarşısı içerisindeki İmren Pastanesinde Lor Tatlısının tadına bakabilirsiniz.
Cunda'da yapılacaklar Ayvalık'da yapılacaklardan biraz daha fazla ve yemek alternatifleri daha çok. 2 tüm günümü Cunda'da geçirdim. ilk gün sırf Cunda sokaklarını ve özellikle Rumlardan kalan evleri kiliseleri gezdim. Aşıklar tepesi olarak da adlandırlan tepeye çıktım. Rahmi Koç müzesi tarafından restore edilen Agios Yannis Kilisesi bugünki ismi ile Sevim ve Necdet Kent Kitaplığını gezebilirsiniz. Cafesinde manzaranın tadını çıkararak bişeyler içebilir ve yorgunluk atabilirsiniz.
Cunda'da Kuzey Ege'nin en taze ve güzel otlarından yapılan zeytinyağlılarını, yemeklerini ve en taze balıklarının tadına bakabilir buz gibi rakı eşliğinde bu zevki uzun saatlere yayabilirsiniz. Özellikle sahil şerindinde çok Balık Restaurantları var ama tabiki biraz pahalı gelebilir. Özellikle eğer bütçeniz uygun ise Bay Nihat ve Nesos Restaurantı ziyaret edebilirsiniz. Ama çarşının arka tarafında kalan çok güzel balık lokantalarıda var. Ben gittiğimde Meze Balık Restaurantta yaptım Rakı ve Balık keyfimi. Cunda Balıkçısının hemen karşısında burası, çok geniş ve güzel bir bahçesi var. Keyifli bir sohbet eşliğinde rakının keyfini çıkarabilirsiniz. Meze restaurantta 5-6 çeşit soğuk ve sıcak meze eşliğinde harika bir Tekir kızartma yedik. Meze olarak Semizotu salatası, midye dolma, börülce ki bence Ege'nin en güzel otlarından ve mezelerinden biri, Kalamar çıtır çıtır ve çok tazeydi ve patlıcan ezme tercih ettik yanında da buz gibi Tekirdağ rakısı. Yemeklerin lezzeti, balığın tazeliği ve Cunda akşamlarının keyfinin yanında servis ve güleryüzlü hizmetleri şahaneydi. Yemeğin sonunda tatlı olarak bize meşhur vişneli lor tatlısı ikram ettiler ama o kadar çok yedimki tatlının ancak tadına bakabildim ki şahaneydi. Sırd tatlı yemek için bile gidilebilinir. Bu muazzem yemek ve güleyüzlü servis için 100 Tl hesap ödedik 2 kişi için. Bunu sahilde ki restaurantlarından birinde yapsakdık çok rahat 2 katı ödememiz gerekecekti.
Sokakları keşfederken çok güzel ve ufak bir şarapevi bulduk. Vino Şarapevi. Ufacık bir mekan Güler Pastanesinin sokağında bulunuyor, dışarıda 4-5 tane masaları ve harika şarapları var. Biz yerel bir kırmızı şarap tercih ettik çok güzeldi. Çalan müzikler, keyifli sohbet, lezzetli peynirler ve meyveler eşliğinde uzun zaman geçirdik burada. Son günümüzde ada yemeklerini tatmak için kendimize yer ararken tesadüf eseri Vino'dan kendimize şarap almak için uğradığımızda önerebilecekleri bir yer varmı diye sorduk, onlarda bize biz varız bekleriz dediler. Son günümüzde şahane ada yemekleri tattırdılar bize. Kabak pabucaki, girit köftesi, börülce, patlıcan çığırtmai ve kelle peyniri ile yapılan sigara böreği. Kabak pabucaki ve girit köftesini ilk defa yedim ve ikisinide kendimi kaybederek yedim. Börülce tazecik ve tadına doyulmazdı. Aslında Cunda'da yediğiniz herşey çok güzel ve taze. Cunda'ya yolunuz düşerse Vino Şarapevi mutlaka gidilmesi gereken mekanlardan biri. Ev sahibi Reyhan Hanım'ın bunda katkısı çok fazla şüphesiz. İçtiğiniz herşeyi isterseniz eviniz içinde satın alabilirsiniz. Şarapların yanı sıra çok güzel ıtır ve sakız likörleri de var.
Cunda'ya da gittiğinizde yapmadan dönmemeniz gereken ritüeller var.
*Taş Kahve de mutlaka ada çayı ve sakızlı türk kahvesi için
*Dedenin Yerinde Ayvalık Tostunun tadına bakın. Bana göre en güzelini burada yapıyorlar.
*Aşıklar tepesine çıkıp manzaranın tadını çıkarmadan.
*Sahildeki dondurmacılardan sakızlı dondurma yemeden.
*Rakı-balık keyfi yapmadan, özellikle ada da çok fazla yenilen Papalina'nın tadına bakmadan
*Taksiyarhis kilisesini gezmeden.
*Zeytinyağı almadan dönmeyin.
Hem Ayvalık da hem Cunda'da çok fazla sayıda zeytinyağı satan dükkan mevcut. Ben tercihi Vino'nun sahibi Reyhan Hanım'ında yönlendirmesi ile Cunda da bulunan Has Ada zeytinyağlarından yana kullandım ve çok memnun kaldım. Bittiğinde internet siteleri üzerinden sipariş veriyorum 3 gün içinde gönderiyorlar. Sızma natürel ve erken hasatları çok güzel.
Ayvalık ve Cunda ile yazılabilecekler belki kalıp olarak aynı ama oraya her gidişinizde ayrı tatlar ve zevkler almak mümkün. Midilli'ye karşı Adanın rüzgarının ve güzel kokusunun tadını çıkartmak gelecek senenin planını yapmak mümkün.

20 Temmuz 2010 Salı

Merhaba...


Uzun zamandır gördüklerimi, okuduklarımı, dinlediklerimi biriktiriyorum. Çok fazla seyahat edebildiğimi söyleyemem ama ne bulursam okuyorum araştırıyorum, merak ediyorum. Merak ettiğim, sevdiğim belkide keşfettiğim herşeyi paylaşabilmek için yazmak istedim. Ege özelliklede Kuzey Ege gibisi yok birde benim için. Biriktirdiklerime Kuzey Ege'den başlıyorum...