14 Kasım 2012 Çarşamba

Doğu'dan Uzakta


Özlemle yeni kitaplarını beklediğim yazarlar var. Amin Maalouf bunların başında. 
Soluk almadan Doğu’dan Uzakta’yı okuyorum şimdi. Yaptığı anayasa tanımını paylaşmadan geçemiyorum.
Amin Maalouf

19 Nisan 2012 Perşembe

BAHARI BEKLIYORUM…

Her sene Nisan geldiğinde sanıyorum ki güneşli bahar günleri var keyifli geçecek ama Nisan yağmurları, fırtınaları bitmek bilmiyor. Bu sebeple Baharı, güneşi, denizin güneşle parıldamasını bekliyorum….

2 Nisan 2012 Pazartesi

64 YIL ÖNCE SABAHATTİN ALİ!!!


64 yıl önce bugün henüz 41 yaşındayken katledildi.
Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan, Kuyucaklı Yusuf . Daha çok yazamadı bizde okuyamadık. Kızı babasız büyümek zorunda kaldı.
İlk defa lisede okudum Kürk Mantolu Madonna’yı. Sonra hiç ayırmadım başucumdan.
64 yıl….

“yasadigim muddetce turlu turlu yerler gezecek, dilini bildigim ve bilmedigim insanlarla tanisacak ve her yerde, herkeste onu, maria puder’i, kurk mantolu madonna’yi arayacaktim. onu bulamayacagimi daha simdiden biliyordum. fakat aramamak elimde olmayacakti. beni, butun omrumce bir mechulu, mevcut olmayan bir seyi aramaya mahkum ediyordu. bunu yapmamaliydi…” ” Kürk Mantolu Madonna”

28 Mart 2012 Çarşamba

EFSANENIN İZİNDE BUZBAĞ’IN PEŞİNDE ŞARABIN SIRLARI
































2 yıldır kıskanarak takip ettiğim bir organizasyonu var Buzbağ Şarapları’nın. ”Efsane Gurmelerini Arıyor”. Geçen senede başvurmuş ama maalesef seçilenler arasına girememiştim. Bu sene yine çok sevdiğim bloglardan biri olan http://www.pecetedennotlar.com/ gezinirken yarışma başvurusunu gördüm ve hemen doldurdum. Üstelik bu sene blog sahiplerinin moderatörlüğünde gerçekleşeceğini okuyunca daha bir heyecanlandım. Sonuçta uzun zamandır heyecanla takip ettiğim bloğun şahane sahibesi Ayşem Öztaş ile de tanışmak vardı işin ucunda. Sonunda dualarım kabul oldu ve Efsana Gurmlerini Arıyor etkinliğinin 22/03 Köşebaşı Restaurant’ta gerçekleştirilecek ilk yemeğine davet edildim. Üstelik bir misafirim ile birlikte. Şarap ve şahane lezzetler eşliğinde unutulmaz bir 3 saat yaşattı bize Kayra Wine Center ve Buzbağ ekibi.
En başından Buzbağ şaraplarından başlayarak yazmak istiyorum bu keyifli geceyi. Buzbağ bu toprakların en eski şarap markalarından biri. 1944′ten beri Elazığ yöresinde yetişen Öküzgözü ve Diyarbakır yöresinden yetişen Boğazkere üzümleriyle Elazığ’da üretiliyor. Buzbağ adını ise Harput’un Buzluk Mağaraları‘ndan almış. Şişe etiketlerinde; bolluk, bereket ve sürekliliğin sembolü olan Selçuklu motifi kullanılıyor. Anadolu’nun kalabalık sofralarını temsil eden bu desen, Buzbağ Şaraplarının simgesi olmuş.  Buzbağ Şarapları’nın üretildiği bölge 6000 yıl öncesine kadar bağcılık geçmişi olan bir tarihe sahip. Bu sebeple içtiğimiz bu şarap aslında bir efsaneyi devam ettirir nitelikte.
İşte böyle bir efsaneyi dinleyerek başladık geceye. Sonra tüm gece şarapla ilgili sırları bizimle paylaşacak olan Kayra Wine Center Eğitim Müdürü Ayça Budak şarap tadımı ile ilgili temel bilgiler ile gecenin ye yemeklerin açılışını başlatmış oldu. Çok zengin bir menü eşliğinde gerçekleştirdik Buzbağ şarapları’nın tadımını.
Başlangıç olarak Peynir Tabağı, Balon Pide ve Tereyağı ile Buzbağ Beyaz’ı tattık. Buzbağ Beyaz Kapadokya Bölgesi’ndeki mineralli toprakta yetişen Emir ve Tokat Bölgesi’nde yetişen Narince üzümlerinden üretiliyor. Buzbağ Beyaz; limon çiçeği, bergamotlu çay ve kayısı aromaları eşliğinde ferahlatıcı ve peynirin güçlü yağlı dokusuyla çok güzel dengeleyen bir asidite oranına sahip. Buzbağ Beyaz’ı aynı zamanda Tavuk etleri ve balık çeşitleri ile de rahatlıkla tercih edebilirsiniz.
Başlangıçların hemen ardından tadım, mezeler ile devam etti. Meze olarak; Gavurdağı, Toros, Çiğ Köfte ve Abagannuş ile Buzbağ Klasik tadımını yaptık. Buzbağ Klasik Öküzgözü-Boğazkere üzümlerinin kupajından üretilen bir kırmızı şarap.  En iaddalı eşleşmeyi çiğ köfte ve Buzbağ Klasik ile yaptık sanıyorum. Çiğ Köftenin yoğun baharatlı ve acı tadına rağmen Buzbağ Klasik tadımda dengelemeyi başardı. En son aklıma gelecek olan Çiğ köfte şarap eşleşmesi hiç fena sonuçlanmamış oldu böylece.
Mezelerin hemen arkasından Ara sıcaklar ve Buzbağ Elazığ Öküzgözü ile tadıma devam ettik. Ara sıcaklarda Patlıcan söğürme, içli köfte, Fındık lahmacun, minik peynirli pide, humus ve çöp şiş ile birlike oldukça kalabalık bir menüyle tadım yaptık. Buzbağ Elazığ Öküzgözü meyvemsi ve canlı karakteri ile Öküzgözü üzümünün asidite ve tanen dengesiyle içimi rahat olan bir şarap. Ara sıcaklar arasında favorim içli köfte  ve çöp şiş oldu. Buzbağ Öküzgözü son derece acı olan Patlıcan söğürmeyi bile dengeleyebildi.eştirme çiğ köfte ile yaptığımız tadım sırasındaydı. Çiğ köftenin  yoğun baharatı ve acısı Buzbağ Klasiği biraz zorlasada çiğ köfte ve şarap ikilisi en  son aklıma gelen seçim olacakken olabileceğine şahit oldum. Ama Buzbağ Klasiğime eşilk etmesinden memnun olduğum  meze Abagannuş oldu.
Ara sıcakların arkasından ana yemekler ile devam ettik. İlk olarak Buzbağ Diyarbakır Boğazkere eşliğnde Tarsusi Kebap ve Pideli Şaşlık yedik. Boğazkere şarabı benim her zaman tek başına  içmekte tereddüt ettiğim bir monosepaj şarap olmuştur. Ama Buzbağ Boğazkere üzümü diri ve güçlü karakterde olmasından dolayı içimi son derece keyifli. Tarsusi Kebaba tanenli yapısı ve karadut, böğürtlen, tarçın aromaları ile keyif kattı. Yöresel yemekler en çok  kendi yöresine ait şaraplarla yakışıyor sanırım.
Ana yemeklere gecenin ağır topu sabırsızlıkla beklediğimiz Buzbağ Rezerv ile devam ettik. Bu muhteşem şarabın yanında bize; Terbiyeli şiş, pirzola kaburga, patlıcanlı kebap eşlik etti. Buzbağ Rezerv Öküzgözü, Boğazlere üzümlerinin kupajından üretilen eşsiz bir Türk şarabı. Fransız meşesinden yapılmış özel fıçılarde 24 ay dinlendirildikten sonra piyasaya sunuluyor. Derinlikli karakteri ve kupajindaki Boğazkere’nin yüksek tanen oranı sayesinde, 15 yıla kadar yıllandrılabiliyor. bu şarapla bana göre ne yerseniz harika olabilir ama bizim tattığımız ana yemekler arasında pirzola kaburga çok güzel bir uyum sağladı.
Oldukça yoğun bir tadım gecesi oldu benim için ama henüz bitmedi yemeğin hemen ardından Köşebaşı’nın harika künefesi, dondurmalı irmik helvası ve tahinli kabak tatlısı dondurmalı bir şekilde üstelik gecenin kapanışını yaptılar. Ama gecenin süprizi sevgili Ayşem Öztaş’ın kendi elleri ile bize özel şahane sunumuyla hediye ettiği Biscottiler oldu. O kadar yemeğin üzerine eve gidene kadar yolda tükettim hepsini. Tekrar ellerine sağlık.
Bir dakikası bile aksamayan iyi şarap, güzel yemek ve şahane sohbetle geçen şahane bir akşam yaşattılar bize. Tattığım her şarap doğru tüketildiğinde kendi efsanesini yaşatıyor. Tabi ki Buzbağ Rezerv bambaşka ve bir çok ödüllü şarapla boy ölçüşebilecek kadar iyi.
Şarap bir efsane ve herkes için kendi efsanesini yaratmaya devam ediyor. Buzbağ Bu Toprakların Efsane Şarabı. Kayra Wine Center’da daha fazla zaman geçirmek dileğiyle…


21 Mart 2012 Çarşamba

AŞIK VEYSEL, ŞIIR GÜNÜ, NEVRUZ HEPSI BUGÜN


Geçen sene bugün farkettim bugüne ne kadar çok farkındalık sığdırmamız gerektiğini. Bir kez daha  paylaşmak istiyorum bu sebeple,
  • Bugün büyük halk ozanı Aşık Veysel’in ölümünün 39. yıldönümü. Kısacık da olsa hatırlayalım.  “Ben giderim adım kalır, dostlar beni hatırlasın” Hatırlatalım.
  • Bugün ekinoks. Gece ve gündüz eşit ya da Dünya uyku günü.  Nietzsche ile anlamlandıralım  ”Öyle kolay zanaat değildir uyku. Uğruna bütün gün uyanık kalmak gerekir.”
  • Bugün Dünya Şiir Günü. Herkes hayatına anlam, heyecan mutluluk katan bir şiir okuyarak kutlayabailir. Benim bugün ki şairim Turgut Uyar.
  • Bugün Nevruz Bayramı. Kutlu, bereketli olsun. Barış getirsin bize.
  • Bugün Irk Ayrımıyla Savaş Günü. Irkçılık hala var ve hala can almaya, sömürmeye, sınıflara ayırmaya devam ediyor.
  • Bugün den itibaren Orman Haftası. Tema ve ya Çekül vakfına bu vesile ile bir ağaç diktirsek. Her sene bugün mesela, her sene bir yakınımız için ya da. Nasıl anlamlı bir kutlama olur.
Bunların hepsi bugün.  İçlerinden bir tanesi bile 5 dakikalık farkındalık yaratabilir. Bir de bence bugün artık Bahar geldi

14 Mart 2012 Çarşamba

İyi ki Doğdun Metin Altıok


Dün bir kez daha öldürüldü. Bugün doğum günü. İyi ki doğmuş. Şimdi bize yazamadığı şiirlerin, kızının yanında olamayışının, katledilmesinin hesabını soracak kimsede yok artık. Adalet yerini bir türlü bulamıyor artık bu memlekette...

BEN ŞİMDİ BİRAZ
 
Ben şimdi biraz da
Senin için görüyorum;
Gökyüzünün parlak
Bakış seken mavisini.
Ben şimdi biraz da
Senin için duyuyorum;
Gecenin o sarsak
Yokuş çıkan ezgisini.
Ben şimdi kanayarak
                                                                 Senin için yaşıyorum;
                                                                 Sazan derisi gibi
                                                                 Günlerimi külle soyarak

                                       Metin ALTIOK

13 Mart 2012 Salı

Kaz Dağları’ndan Bir Lezzet Öyküsü

Kazdağlar’nın eteğinde ki Zeytinbağı Otel 12 ay boyunca 8 taş odası ile hizmet veriyor. Otelin ortağı ve şefi Erhan Şeker aynı zamanda ” Kaz Dağları’ndan Bir Lezzet Öyküsü” adlı yemek kitabının yazarı. Hafta sonları otelde yemek kursları veriyor. Cuma akşam yemeği öncesi otele giriş ile başlayan kurs, cumartesi sabahı, yöreye ait peynirler, evde yapılmış sıcak ekmekler, karadut, turunç organik reçeller, soğanlı, otlu pideler ve Kazdağları’nın muhteşem zeytinyağı ile yapılan kahvaltıdan sonra pazar alışverişiyle sürüyor. Öğleden sonra devam eden  saatlik kurs boyunca, şevketi bostan, yabani kuşkonmaz, ekşi kulak, gelincik otları, enginar ve kuzu göbeği mantarı gibi bölgeye ait sebzeler, çilek, tahin, hardal ve peynir soslarıyla buluşarak, deniz ürünleri ile harmanlanarak lezzetli yemeklere dönüşüp, akşam yemeğinde paylaşılıyor. Pazar kahvaltısı ile program sona eriyor. 30-31 Mart tarihinde planlanan iki gecelik bu programın fiyatı kurs dahil iki kişilik odada kişi başı 300 TL.  Otel aynı zamanda 1-8 Nisan tarihleri arasında, Paskalya tatili sebebiyle minimum 3 gün konaklayan ailelerle gelen 10 yaş altı 1 çocuktan ücret almıyor. Detaylı bilgi ve daha fazlası için www.zeytinbagi.com 

22 Şubat 2012 Çarşamba

Alaçatı’da Jazz Rüzgarı Esmeye Başlıyor…

24  Şubat’ta başlayarak 13 Mayıs’a kadar devam edecek olan Alaçatı Jazz Rüzgarı Cristina Vilallonga Quartet ile başlıyor. Yaklaşık 3 ay sürecek etkinlikte Kerem Görsev, Ayten Alpman, Sibel Köse, Fatih Erkoç, Selen Servi, Önder Focan, Neşet Ruacan gibi Türk jazz müziğinin tüm starlarını dinleme şansına sahip olmak mümkün. İlki geçen sene 22 Ekim-12 Kasım tarihleri arasında düzenlenen ve Alaçatı’nın sezon dışı en fazla ilgi gören etkinliği olması sebebi ile bu sene daha fazla ilgi göreceği bir gerçek. Tüm konserler Bu’ra Lokal’de düzenlenecek. Lokal’in iki işletmecisi olan Buğra Özçetin ve Oğulcan Şişman kahramanlıklarına bu senede devam ediyorlar.  Alaçatı’nın rüzgarina Jazz rüzgarıda eklemek isteyen ve yolu Alaçatı’ya düşecek olanları şahane akşamlar bekliyor..
.

19 Şubat 2012 Pazar

Tren Yolculukları


Herkesin yolculuk için bir başlangıç hikayesi vardır ama benim tren yolculuğum Eylül 2002'de 17 yaşındayken başladı Pendik Garı'ndan Eskişehir'e doğru üniversite'ye kayıt olmaya gidiyordum bu yolculukta yanımda canım Şükranım vardı. Saat 24:02'de başlayan Fatih Ekspresi ile yolculukla birlikte benim Eskişehir tren yolculukları hikayem başlamış oldu. İlk trene bindiğimde şaşırmıştım hep aklımda o Pamukkale trenlerinin rahatsız edici koltukları pis kokan kompartmanları vardı.Oysa Ankara'ya giden bu tren gayet farklıydı ilk şoku o zaman yaşadım.Tertemiz koltuklar arada geniş boşluklar ve gayet ferah ortamıyla özel bir yolculuk imkanı sunuyordu. Tren'de en beğendiğim özellik Yemekli Vagon olmuştu yemek yiyerek raylar üzerinde soğuk efes birasını içebiliyor olmak harika bir keyifti. Eskieşehir'e varmamla birlikte 6 yıl sürecek bir Eskişehir Üniversite günleri balamış oldu. Öğrenciliğim boyunca Cumhuriyet Ekspresi, Fatih Ekspresi, Başkent Ekpsresi , Boğaziçi Ekspresi ve son zamanlarına yetiştiğim Sakarya ve Eskişehir eskpresleri ile seyahat ettim. Arkadaşlar dostlarımla yıllarca bu trende seyahat ettim kimi zaman kompartmanlarda ama çoğu zaman yemekli vagonda biralarımızı içtik dertlerimizi dinledik ama en önemlisi çok güldük güzellikleri paylaştık Gülşah'la, Derya'yla ,Burçin'le, Bihter'le,Hande'y, Yakın'la Carolin'le Saskia'yla daha birçokları ile bunun dışında sadece yemeklide tanışıp süren sohbetler belki bir daha hiç karşılaşma imkanımız olmayacaktı ama sanki yıllardır dost gibi sıcaklık veren tren sohbetleri. İşte bütün bunlarla birlikte bu trenlere veda etmek beni üzdü. Yeni gelecek trenlere aynı sıcaklıkta olmam imkanısz iki sene sonra 2 saatte Eskişehir'de olmak harika konforlu ama o eski tat sohbetler ve anılar raylar üzerinde bir daha yaşanmayacak

12 Şubat 2012 Pazar

Vietnam Seyahati Öncesi Dikkat


Vietnam son yıllarda önemli turizm merkezlerinden bir tanesi oldu.Gerek otelleri, kumsalları, kültürel faaliyetleri son yıllarda Türkiye'de de önemli bir gezi güzergahı oldu.Vietnam'la ilgili son güncel önemli bilgileri aktarmak istiyorum özellikle " Vize " ile iligli olan kısım burada çok önemli bir husus verilen bilgilen güncel ve kesin seyahate çıkmadan önce mutlaka okuyun ve karar verin.
1) Vietnam Vize işlemleri toplam 8 iş günü sürmektedir.
2) Vietnam'a giderken öncelikle belirli bir tur programınınızın olması gerekiyor. Sırt cantalı gezginim havama göre takılmak istiyorum diyenler maalesef Vietnam kapıları size bir süre kapalı çünkü mutlaka bir tur programınız olmalı ve Otell-transfer gibi rezervasyonları yerel uluslararası Vietnam acentesiyle yapmanız gerekmektedir.
3) Vietnam vizesi szor değil zor olan bizim gezi alışkanlığımıza uymaması.Vietnam program yapı ve kalacağınız oteller gelmeden önce de belirleyin diye ısrar ediyor.
4) Vietnam ortlama sıcaklık 14-32 derece arası değişiyor.Her mevsim gidilesi ama Kasım-Aralık hava 20 derece olmasına karşın yağmurlara dikkat
5) Booking.com veya agoda.com sitelerine bakıp otel fiyatları cok ucuz diye dusunmeyin seyahat sonrası mutlaka ek vergiler var faturalara yansıyor sonra şaşırmayın.
6) Vietnam seks turizmi gelişmesini istemiyor ülkesinde Tayland'ın düştüğü duruma kesinlikle gelmek istemiyor.Bu ülkede seks turizm yok hatta yasak .
Vietnam mutlaka gidilmesi gereken ve görülmesi gereken özel bir yer. Keyifli seyahatler.

9 Ocak 2012 Pazartesi

Bugün Günlerden Cemal Süreya…


Bugün günlerden Cemal Süreya. Gideli tam 22 sene oldu bugün.
Ülkü Tamer ne güzel  anlatır onu;

Tanrı Bin birinci gece şairi yarattı, Bin ikinci gece cemal’i,
Bin üçüncü gece şiir okudu tanrı, Başa döndü sonra, Kadını yeniden yarattı.
               
Roman Okudum Seni Düşündüm
Bende tarçın sende ıhlamur kokusu
Yürürüz başkenti
n sokaklarında 

Bir nehir şu tutuk konuşan cumartesi
Üstünde iki yonga: Çarşamba, bir de cuma
Ayrılık lafları etme sevgilim
Önümüz Temmuz önümüz Ağustos nasıl olsa
Kolkola yürüyoruz tek tük öpüşüyoruz
Sonra ayrılıyoruz korkuyoruz da
Kimi zaman neden kalabalığın içinde duruyoruz da
Kimi zaman bir köşe arıyoruz en sapa
İşimiz mi yok, şu Akay’a sapalım istersen
İstersen garson girelim ilkyazın gazinosuna
Börekçi! diye bağır istersen şurda
Kısmet çıkar -sanırım- Emek’te oturan kıza
Abiler! Abiler! diye bir şey satayım ben
Mendilim kalmamış kağıt peçete yok mu çantanda?
Üç peseta gibi bir paraya dondurma yemiştim
Madrid’te yemiştim, ve çatılardan kanguru akıyordu
Londra’da
Seversin mi beni, doğru söyle ama? – Sigara?
Ne eflatun etin var, yanarca mı yanarca
İnan Selimiye’nin minareleri gibisin
Her seferinde başka yoldan çıkılır nirvanaya 
Cemal SÜREYA