28 Mart 2012 Çarşamba

EFSANENIN İZİNDE BUZBAĞ’IN PEŞİNDE ŞARABIN SIRLARI
































2 yıldır kıskanarak takip ettiğim bir organizasyonu var Buzbağ Şarapları’nın. ”Efsane Gurmelerini Arıyor”. Geçen senede başvurmuş ama maalesef seçilenler arasına girememiştim. Bu sene yine çok sevdiğim bloglardan biri olan http://www.pecetedennotlar.com/ gezinirken yarışma başvurusunu gördüm ve hemen doldurdum. Üstelik bu sene blog sahiplerinin moderatörlüğünde gerçekleşeceğini okuyunca daha bir heyecanlandım. Sonuçta uzun zamandır heyecanla takip ettiğim bloğun şahane sahibesi Ayşem Öztaş ile de tanışmak vardı işin ucunda. Sonunda dualarım kabul oldu ve Efsana Gurmlerini Arıyor etkinliğinin 22/03 Köşebaşı Restaurant’ta gerçekleştirilecek ilk yemeğine davet edildim. Üstelik bir misafirim ile birlikte. Şarap ve şahane lezzetler eşliğinde unutulmaz bir 3 saat yaşattı bize Kayra Wine Center ve Buzbağ ekibi.
En başından Buzbağ şaraplarından başlayarak yazmak istiyorum bu keyifli geceyi. Buzbağ bu toprakların en eski şarap markalarından biri. 1944′ten beri Elazığ yöresinde yetişen Öküzgözü ve Diyarbakır yöresinden yetişen Boğazkere üzümleriyle Elazığ’da üretiliyor. Buzbağ adını ise Harput’un Buzluk Mağaraları‘ndan almış. Şişe etiketlerinde; bolluk, bereket ve sürekliliğin sembolü olan Selçuklu motifi kullanılıyor. Anadolu’nun kalabalık sofralarını temsil eden bu desen, Buzbağ Şaraplarının simgesi olmuş.  Buzbağ Şarapları’nın üretildiği bölge 6000 yıl öncesine kadar bağcılık geçmişi olan bir tarihe sahip. Bu sebeple içtiğimiz bu şarap aslında bir efsaneyi devam ettirir nitelikte.
İşte böyle bir efsaneyi dinleyerek başladık geceye. Sonra tüm gece şarapla ilgili sırları bizimle paylaşacak olan Kayra Wine Center Eğitim Müdürü Ayça Budak şarap tadımı ile ilgili temel bilgiler ile gecenin ye yemeklerin açılışını başlatmış oldu. Çok zengin bir menü eşliğinde gerçekleştirdik Buzbağ şarapları’nın tadımını.
Başlangıç olarak Peynir Tabağı, Balon Pide ve Tereyağı ile Buzbağ Beyaz’ı tattık. Buzbağ Beyaz Kapadokya Bölgesi’ndeki mineralli toprakta yetişen Emir ve Tokat Bölgesi’nde yetişen Narince üzümlerinden üretiliyor. Buzbağ Beyaz; limon çiçeği, bergamotlu çay ve kayısı aromaları eşliğinde ferahlatıcı ve peynirin güçlü yağlı dokusuyla çok güzel dengeleyen bir asidite oranına sahip. Buzbağ Beyaz’ı aynı zamanda Tavuk etleri ve balık çeşitleri ile de rahatlıkla tercih edebilirsiniz.
Başlangıçların hemen ardından tadım, mezeler ile devam etti. Meze olarak; Gavurdağı, Toros, Çiğ Köfte ve Abagannuş ile Buzbağ Klasik tadımını yaptık. Buzbağ Klasik Öküzgözü-Boğazkere üzümlerinin kupajından üretilen bir kırmızı şarap.  En iaddalı eşleşmeyi çiğ köfte ve Buzbağ Klasik ile yaptık sanıyorum. Çiğ Köftenin yoğun baharatlı ve acı tadına rağmen Buzbağ Klasik tadımda dengelemeyi başardı. En son aklıma gelecek olan Çiğ köfte şarap eşleşmesi hiç fena sonuçlanmamış oldu böylece.
Mezelerin hemen arkasından Ara sıcaklar ve Buzbağ Elazığ Öküzgözü ile tadıma devam ettik. Ara sıcaklarda Patlıcan söğürme, içli köfte, Fındık lahmacun, minik peynirli pide, humus ve çöp şiş ile birlike oldukça kalabalık bir menüyle tadım yaptık. Buzbağ Elazığ Öküzgözü meyvemsi ve canlı karakteri ile Öküzgözü üzümünün asidite ve tanen dengesiyle içimi rahat olan bir şarap. Ara sıcaklar arasında favorim içli köfte  ve çöp şiş oldu. Buzbağ Öküzgözü son derece acı olan Patlıcan söğürmeyi bile dengeleyebildi.eştirme çiğ köfte ile yaptığımız tadım sırasındaydı. Çiğ köftenin  yoğun baharatı ve acısı Buzbağ Klasiği biraz zorlasada çiğ köfte ve şarap ikilisi en  son aklıma gelen seçim olacakken olabileceğine şahit oldum. Ama Buzbağ Klasiğime eşilk etmesinden memnun olduğum  meze Abagannuş oldu.
Ara sıcakların arkasından ana yemekler ile devam ettik. İlk olarak Buzbağ Diyarbakır Boğazkere eşliğnde Tarsusi Kebap ve Pideli Şaşlık yedik. Boğazkere şarabı benim her zaman tek başına  içmekte tereddüt ettiğim bir monosepaj şarap olmuştur. Ama Buzbağ Boğazkere üzümü diri ve güçlü karakterde olmasından dolayı içimi son derece keyifli. Tarsusi Kebaba tanenli yapısı ve karadut, böğürtlen, tarçın aromaları ile keyif kattı. Yöresel yemekler en çok  kendi yöresine ait şaraplarla yakışıyor sanırım.
Ana yemeklere gecenin ağır topu sabırsızlıkla beklediğimiz Buzbağ Rezerv ile devam ettik. Bu muhteşem şarabın yanında bize; Terbiyeli şiş, pirzola kaburga, patlıcanlı kebap eşlik etti. Buzbağ Rezerv Öküzgözü, Boğazlere üzümlerinin kupajından üretilen eşsiz bir Türk şarabı. Fransız meşesinden yapılmış özel fıçılarde 24 ay dinlendirildikten sonra piyasaya sunuluyor. Derinlikli karakteri ve kupajindaki Boğazkere’nin yüksek tanen oranı sayesinde, 15 yıla kadar yıllandrılabiliyor. bu şarapla bana göre ne yerseniz harika olabilir ama bizim tattığımız ana yemekler arasında pirzola kaburga çok güzel bir uyum sağladı.
Oldukça yoğun bir tadım gecesi oldu benim için ama henüz bitmedi yemeğin hemen ardından Köşebaşı’nın harika künefesi, dondurmalı irmik helvası ve tahinli kabak tatlısı dondurmalı bir şekilde üstelik gecenin kapanışını yaptılar. Ama gecenin süprizi sevgili Ayşem Öztaş’ın kendi elleri ile bize özel şahane sunumuyla hediye ettiği Biscottiler oldu. O kadar yemeğin üzerine eve gidene kadar yolda tükettim hepsini. Tekrar ellerine sağlık.
Bir dakikası bile aksamayan iyi şarap, güzel yemek ve şahane sohbetle geçen şahane bir akşam yaşattılar bize. Tattığım her şarap doğru tüketildiğinde kendi efsanesini yaşatıyor. Tabi ki Buzbağ Rezerv bambaşka ve bir çok ödüllü şarapla boy ölçüşebilecek kadar iyi.
Şarap bir efsane ve herkes için kendi efsanesini yaratmaya devam ediyor. Buzbağ Bu Toprakların Efsane Şarabı. Kayra Wine Center’da daha fazla zaman geçirmek dileğiyle…


21 Mart 2012 Çarşamba

AŞIK VEYSEL, ŞIIR GÜNÜ, NEVRUZ HEPSI BUGÜN


Geçen sene bugün farkettim bugüne ne kadar çok farkındalık sığdırmamız gerektiğini. Bir kez daha  paylaşmak istiyorum bu sebeple,
  • Bugün büyük halk ozanı Aşık Veysel’in ölümünün 39. yıldönümü. Kısacık da olsa hatırlayalım.  “Ben giderim adım kalır, dostlar beni hatırlasın” Hatırlatalım.
  • Bugün ekinoks. Gece ve gündüz eşit ya da Dünya uyku günü.  Nietzsche ile anlamlandıralım  ”Öyle kolay zanaat değildir uyku. Uğruna bütün gün uyanık kalmak gerekir.”
  • Bugün Dünya Şiir Günü. Herkes hayatına anlam, heyecan mutluluk katan bir şiir okuyarak kutlayabailir. Benim bugün ki şairim Turgut Uyar.
  • Bugün Nevruz Bayramı. Kutlu, bereketli olsun. Barış getirsin bize.
  • Bugün Irk Ayrımıyla Savaş Günü. Irkçılık hala var ve hala can almaya, sömürmeye, sınıflara ayırmaya devam ediyor.
  • Bugün den itibaren Orman Haftası. Tema ve ya Çekül vakfına bu vesile ile bir ağaç diktirsek. Her sene bugün mesela, her sene bir yakınımız için ya da. Nasıl anlamlı bir kutlama olur.
Bunların hepsi bugün.  İçlerinden bir tanesi bile 5 dakikalık farkındalık yaratabilir. Bir de bence bugün artık Bahar geldi

14 Mart 2012 Çarşamba

İyi ki Doğdun Metin Altıok


Dün bir kez daha öldürüldü. Bugün doğum günü. İyi ki doğmuş. Şimdi bize yazamadığı şiirlerin, kızının yanında olamayışının, katledilmesinin hesabını soracak kimsede yok artık. Adalet yerini bir türlü bulamıyor artık bu memlekette...

BEN ŞİMDİ BİRAZ
 
Ben şimdi biraz da
Senin için görüyorum;
Gökyüzünün parlak
Bakış seken mavisini.
Ben şimdi biraz da
Senin için duyuyorum;
Gecenin o sarsak
Yokuş çıkan ezgisini.
Ben şimdi kanayarak
                                                                 Senin için yaşıyorum;
                                                                 Sazan derisi gibi
                                                                 Günlerimi külle soyarak

                                       Metin ALTIOK

13 Mart 2012 Salı

Kaz Dağları’ndan Bir Lezzet Öyküsü

Kazdağlar’nın eteğinde ki Zeytinbağı Otel 12 ay boyunca 8 taş odası ile hizmet veriyor. Otelin ortağı ve şefi Erhan Şeker aynı zamanda ” Kaz Dağları’ndan Bir Lezzet Öyküsü” adlı yemek kitabının yazarı. Hafta sonları otelde yemek kursları veriyor. Cuma akşam yemeği öncesi otele giriş ile başlayan kurs, cumartesi sabahı, yöreye ait peynirler, evde yapılmış sıcak ekmekler, karadut, turunç organik reçeller, soğanlı, otlu pideler ve Kazdağları’nın muhteşem zeytinyağı ile yapılan kahvaltıdan sonra pazar alışverişiyle sürüyor. Öğleden sonra devam eden  saatlik kurs boyunca, şevketi bostan, yabani kuşkonmaz, ekşi kulak, gelincik otları, enginar ve kuzu göbeği mantarı gibi bölgeye ait sebzeler, çilek, tahin, hardal ve peynir soslarıyla buluşarak, deniz ürünleri ile harmanlanarak lezzetli yemeklere dönüşüp, akşam yemeğinde paylaşılıyor. Pazar kahvaltısı ile program sona eriyor. 30-31 Mart tarihinde planlanan iki gecelik bu programın fiyatı kurs dahil iki kişilik odada kişi başı 300 TL.  Otel aynı zamanda 1-8 Nisan tarihleri arasında, Paskalya tatili sebebiyle minimum 3 gün konaklayan ailelerle gelen 10 yaş altı 1 çocuktan ücret almıyor. Detaylı bilgi ve daha fazlası için www.zeytinbagi.com